“Sesimi duyan var mı?”
Bugün bu soruyu ülkenin dört bir yanında yankılanırken duymamak imkânsız. Çarşıda pazarda, otobüste, kahvede… Emekli, esnaf, asgari ücretli; herkesin dilinde aynı cümle: Geçinemiyoruz.
Herkes anlatıyor ama duyan yok. Ya da belki de artık duymak istemiyor mevcut iktidar. Adeta kulağını yurttaşa kapatmış gibi.
Gazetecilik hayatım boyunca çok dönem gördüm; krizleri, yükselişleri, düşüşleri… Ama böylesine bir sessizliğe, böylesine bir umutsuzluğa ilk kez tanık oluyorum.
İnsanlar konuşuyor, anlatıyor, içini döküyor; ama karşılarında kimse yok. Kiminle sohbet etsem, derdini dinliyorum. Umut yerini öfkeye, beklenti yerini çaresizliğe bırakmış durumda.
Farkında mısınız? Bizi 23 yıldır yöneten siyasi iktidardan artık kimseyi sokakta, vatandaşın arasında göremiyorsunuz.
Haklılar, çünkü yüzleşecekleri tablo pek iç açıcı değil. Ekonomi kötü, halk dertli, geçim sıkıntısı büyük. Her geçen gün bu ses daha yüksek çıkıyor, daha geniş kitlelere ulaşıyor.
Ama bu sessizliğin sonsuza dek sürmeyeceğini de görüyorum. Çünkü gençler, özellikle Alfa ve Z kuşağı, bu tabloyu değiştirmeye kararlı.
Onlar korkmuyor, sorguluyor, konuşuyor. İlk genel seçimde sandığa gittiklerinde, sadece bir oyu değil, bir değişim iradesini ortaya koyacaklar.
Ve belki o zaman, yıllardır yankılanan o soru ilk kez gerçek bir yanıt bulacak: “Sesimi duyan var mı?”
Evet, var. Artık herkes duyacak.

