Basın Bayramı mı dediniz? Biz hâlâ ayaktayız!

24 Temmuz Basın Bayramı Üzerine…

24 Temmuz, biz gazeteciler için tarihsel bir dönüm noktasıdır. 1908’de sansürün kaldırılmasıyla basının özgürleşme umudu filizlenmişti. Ancak aradan geçen 116 yıl sonra hâlâ aynı umudu canlı tutmak için direniyor, hâlâ kalemimizi özgürce oynatabilmenin mücadelesini veriyoruz.

Bugün geldiğimiz noktada, basın özgürlüğünün önündeki en büyük engel yalnızca sansür ya da yargı tehdidi değil. Aynı zamanda giderek ağırlaşan ekonomik koşullar, medyanın büyük sermaye gruplarının tekeline girmesi ve bağımsız gazeteciliğin maddi olarak sürdürülemez hale gelmesi de bu özgürlüğü fiilen ortadan kaldırıyor.

Birçok meslektaşım, sadece mesleğini yaptığı için değil, geçimini sağlayamadığı için de gazetecilikten uzaklaşmak zorunda kalıyor. Yerel gazeteler birer birer kapanıyor. Radyo istasyonları sessizliğe gömülüyor. Yerel televizyonlar ekranlarını karartıyor. Kimi zaman bir matbaa masrafı, kimi zaman bir elektrik faturası, bazen de reklam alamama gibi nedenlerle yılların gazeteleri tarih oluyor.

Bugün Anadolu’nun dört bir yanında onlarca, yüzlerce gazeteci işsiz. Bir bölümü başka sektörlere yönelmek zorunda kaldı; bir kısmı ise düşük ücretlerle, güvencesiz koşullarda mesleğini sürdürmeye çalışıyor. Gazetecilik artık sadece doğruları yazmanın değil, aynı zamanda ayakta kalmanın, yaşam mücadelesi vermenin mesleği haline geldi.

Diğer yandan medya alanında tekelleşme, düşünce çeşitliliğini yok ediyor. Farklı sesler susturuldukça, kamuoyunun doğru bilgilenme hakkı da ellerinden alınıyor. Basın organlarının büyük bir bölümü, belli merkezlerin çıkarlarını önceleyen yayın politikalarıyla çalışıyor. Bu ortamda bağımsız gazetecilik yapmak ise neredeyse mucizeye dönüşüyor.

Ancak bizler, tüm bu zorluklara rağmen bu mesleği inatla sürdürenleriz. Her koşulda halkı bilgilendirmeyi görev sayan, gerçekleri saklamadan aktaran, halkın vicdanını kalemine taşıyan emekçileriz. Ve şunu biliyoruz: Basın özgürlüğü sadece gazetecilerin meselesi değildir. Bu özgürlük, halkın gerçek bilgiye ulaşma hakkının teminatıdır. Özgür basın yoksa, özgür toplumdan da söz edemeyiz.

Yerel basının önemi ise bu tablo içinde çok daha büyüktür. Yerel gazeteler; merkezin gözünden kaçan sorunları görünür kılar, yurttaşın sesini en yakından duyar ve yerel yöneticiler üzerinde bir denetim mekanizması oluşturur. Bu nedenle yerel basının ayakta kalabilmesi, yalnızca gazetecilik için değil, demokrasinin kökleşmesi açısından da hayati önemdedir.

Ben de bir gazeteci olarak, tüm bu zorluklara rağmen mesleğini onurla sürdüren tüm meslektaşlarımın 24 Temmuz Basın Bayramı’nı yürekten kutluyorum. Kalemini satmayan, haberini eğip bükmeyen, halktan yana tavır alan, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen tüm basın emekçilerine selam olsun.

Daha özgür, daha adil, daha demokratik ve daha yaşanabilir bir Türkiye’de; gazetecilerin yargılanmadığı, işsiz bırakılmadığı, susturulmadığı günler umuduyla…

Önerilen Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON GİRİLEN İÇERİKLER