Bir kap su, bir ömürlük minnet

Yaz kendini iyice hissettirdi. Güneş tepemizde kavrulurken, asfaltlar adeta yanıyor.

Gölgeye hasret kaldığımız bu günlerde, serin bir içecek ya da klimalı bir ortam bizim için kısa bir kaçış olabilir.

Peki ya sokakta yaşayan can dostlarımız? Onların kaçacak bir yeri, gölgelenebilecek bir çatı altı ya da susuzluklarını giderecek bir muslukları var mı?

Ne yazık ki yok. Sokak hayvanları, özellikle yaz aylarında yaşadığımız bu aşırı sıcak havalarda, susuzlukla ve sıcak çarpmasıyla mücadele ediyor.

Tıpkı bizim gibi onlar da canlı, onlar da hissediyor.

Ancak bizlerden farklı olarak onların kimsesi yok. Bu nedenle onların sesi olmak, susuzluklarını gidermek, karnını doyurmak bizim insanlık görevimizdir.

Bugünlerde bir sokak kedisinin, bir sokak köpeğinin tek beklentisi bir kap su.

Belki de günlerdir aradığı ama bulamadığı, her geçen saat hayatta kalma umudunun azaldığı bir damla can…

Mahallemizde bir köşe seçip basit bir plastik kaba su koymak ne kadar zor olabilir? Üstelik bu sadece hayvanlara değil, bize de iyi gelecek.

Çünkü bir cana yardım etmenin verdiği huzurun tarifi yok.

O boş kabı doldurduğunuzda, belki uzaktan gelen bir pati sesiyle, belki susuzluktan dili dışarı çıkmış bir kedinin minnettarlığıyla karşılaşacaksınız.

O an anlayacaksınız; küçücük bir iyiliğin nasıl büyük bir karşılığı olduğunu.

Bir başka açıdan bakalım… Çocuklarımızı da bu bilinçle büyütmemiz gerek. Onlara empatiyi, merhameti, doğayla ve diğer canlılarla birlikte yaşamanın sorumluluğunu öğretmeliyiz.

Birlikte konulan o su kabı, sadece bir kap değil; aynı zamanda bir vicdan aynasıdır.

Çocuklarımızın içine bakıp orada iyiliği görmesini sağlamak için harika bir başlangıç noktası.

Hayvanlar, konuşamazlar ama gözleriyle çok şey anlatırlar. Aç olduklarını, susuz kaldıklarını, korktuklarını ya da güvende hissettiklerini bakışlarından anlayabiliriz.

Bir hayvanın gözünde güveni görmek, insan olmanın belki de en kıymetli ödülüdür.

Elbette bu çağrım sadece su ile sınırlı değil. Mümkünse mama da bırakalım. Gölgelik alanlar yaratalım.

Belediye ekipleriyle iletişime geçerek hayvanlara yönelik hizmetleri arttıralım.

Ama en küçük adım olan su kabından başlayalım. Çünkü en anlamlı değişimler, küçük ve samimi adımlarla başlar.

Unutmayalım; sokak hayvanları bizim “misafirimiz” değil, bu kentin sessiz sakinleridir. Bizler ne kadar duyarsak, onlar o kadar yaşar.

Gelin bu yaz bir söz verelim kendimize:

Her gün bir kap su koyacağız.

Çünkü o kapta sadece su yok…

Merhamet var. Vicdan var. Yaşam var.

Önerilen Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON GİRİLEN İÇERİKLER