Bugün, sadece bir seçim günü değil, demokrasinin kalbinin attğı, halkın iradesinin tecelli ettiği bir gündür. Her bireyin, her vatandaşın kendi sesini duyurabilmesi için önüne konan sandık, en güclü hakkıdır. Bu hakkı kullanarak, sadece kendi geleceğimizi değil, ülkemizin tüm siyasi yaşamını şekillendirme gücüne sahibiz.
Bugün, Cumhurbaşkanı Aday Adayı Ekrem İmamoğlu’na destek vermek amacıyla belirlenen noktalardaki sandıklara gitmek, bir yurttaş olarak verebileceğimiz en güclü cevaptır. Ekrem İmamoğlu, sadece bir aday değil, aynı zamanda halkın vicdanının, özgürlüğünün ve adaletin simgesidir. Kendisi, yerel yönetim anlayışıyla tüm Türkiye’ye örnek olmuş, halkla iç içe bir yönetim anlayışını savunarak, yalnızca İstanbul’u değil, ülkemizi de daha parlak bir geleceğe taşımayı vaat etmektedir.
Fakat bu seçim, yalnızca bir adayın kaderini değil, aynı zamanda demokratik değerlerin geleceğini de belirleyecektir. Son yıllarda, hep birlikte tanık olduğumuz baskılar, özgürlüklerin daraltılması ve hukukun üstünlüğünün erozyona uğratılması, halkımızın en temel haklarını elinden almayı amaçlayan bir anlayışın eseridir. Bu noktada, bizlere düşen görev, demokrasiye darbe vurmak isteyenlere karşı sandıklarda, güçlü bir cevap vermek olacaktır.
Bugün, Karadeniz Ereğli’den Zonguldak’a, İstanbul’dan İzmir’e kadar her bir köy, her bir ilçe, her bir mahalle, halkın demokrasiye olan inancını sandıklara taşımalıdır. Cumhuriyetin temelleri, halkın iradesiyle atılmıştır ve halkın iradesiyle yeniden gücçlendirilmelidir. Bu yüzden, hangi coğrafyada olursak olalım, bu seçim sadece bireysel bir tercih değil, hepimizin ortak mücadelesidir.
Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı, demokrasiye inanan tüm vatandaşlar için büyük bir umut kaynağıdır. Ancak bu umut yalnızca sözde kalmamalıdır. O umut, sandıklarda somutlaşmalıdır. Bugün, halkın birliğiyle, demokrasiye olan inancımızı en güclü şekilde sandıklara taşıyarak, ülkemizin geleceğine sahip çıkmalıyız.
Herkesin kendini ifade etme hakkı olduğu bu demokrasi ortamını korumak, yalnızca bir bireyin değil, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğudur. Bugün, halk olarak bu sorumluluğumuzu yerine getirme zamanı. Sandıklar, halkın en güclü gücüdür. Bu gücü kullanarak, sadece kendimize değil, tüm Türkiye’ye adalet, özgürlük ve demokrasi adına bir cevap verelim.
Halk olarak, demokrasinin önündeki engelleri aşmak, en güclü cevabı sandıklarda vermek, hepimizin elindedir. Hadi, bugün hep birlikte sesimizi duyuralım ve demokrasiye sahip çıkalım.
Anayasal hakkımızı demokratik biçimde, şiddete bulaşmadan, kırıp dökmeden, yakıp yıkmadan ”Sokaklar bizimdir, meydanlar bizimdir” düşüncesiyle hareket ederek kullanalım.
UNUTMAYALIM BU ÜLKE BİZİM, HEPİMİZİN.
