Demirci ocağında başlayan bir hayat

67 yaşındaki demir ustası İsmail Oktay, 53 yıldır el emeğiyle kazma, balta ve kürek üretiyor. Teknolojiye ve azalan ilgiye rağmen mesleğini sürdürmeye kararlı.

Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki demir ustası İsmail Oktay, 53 yıldır el emeğiyle demire şekil veriyor. İlkokulu bitirdikten sonra demirci atölyesinde çırak olarak başladığı mesleğini, tüm zorluklara rağmen halen sürdüren Oktay, gelişen teknoloji ve azalan talebe rağmen geleneksel demir işçiliğini yaşatmaya çalışıyor.

Üç çocuk ve yedi torun sahibi olan İsmail Oktay, 12 yaşında köyünden ayrılarak meslek öğrenmek için Zonguldak’ın merkezine geldi. Burada bir demircinin yanında çırak olarak işe başladı. Ateşin başında, elinde tokmak ve örs ile geçen yıllar boyunca ustalarının öğrettiği geleneksel yöntemlerle demiri işlemeyi öğrendi.

Zanaatına duyduğu bağlılık sayesinde hızla ustalaşan Oktay, askerlik dönüşü kendi iş yerini açarak mesleğini sürdürmeye karar verdi. O yıllarda demirciliğin gözde mesleklerden biri olduğunu belirten Oktay, “Bu meslek sayesinde ailemi geçindirdim, çocuklarımı okutup meslek sahibi yaptım.” dedi.

Demire şekil veren son usta

İsmail Oktay, çıraklık yıllarında öğrendiği geleneksel yöntemleri hâlâ kullanıyor. Demiri ocakta yüksek sıcaklıklara kadar ısıttıktan sonra örs üzerinde döverek kazma, balta ve kürek gibi aletler üretiyor. Ancak günümüzde bu tür el yapımı aletlere olan talep giderek azalıyor.

Eskiden Karadeniz Ereğli’de beş-altı demirci ustasının olduğunu belirten Oktay, zamanla ustaların ya vefat ettiğini ya da farklı şehirlere göç ettiğini söyledi. “Şu an ilçede kalan tek demirci ustası benim. Eskiden bu meslek çok rağbet görüyordu, şimdi ise ilgi çok azaldı.” diye konuştu.

Demirciliğin metal işçiliği içinde en zor zanaat olduğunu vurgulayan Oktay, “Çırak olarak başladığım günden bu yana sıcak demirciliğe aynı şevkle devam ediyorum. Bizim işimiz sabır ve güç gerektiriyor. Eskiden bir ustanın yanında çırak olarak çalışırken, en önemli derslerden biri çivi kesmekti. Ustam, ‘Boş durma, git çivi kes. Tavında çivi kesersen demirci olursun, tavında çivi kesemezsen demirci olamazsın.’ derdi. Biz de gün boyu çivi keserek ustalaşırdık.” ifadelerini kullandı.

Teknolojiye ve göçe yenik düşen meslek

İsmail Oktay, mesleğinin teknoloji karşısında direnmeye çalıştığını ancak şartların giderek zorlaştığını belirtti. Geçmişte atölyesinde sekiz-dokuz çalışanı olduğunu ve yoğun siparişler aldıklarını söyleyen Oktay, şu anda işlerin oldukça düştüğünü dile getirdi.

“Eskiden pulluk üretiyor, bunları köyde tarımla uğraşanlara satıyorduk. Ayrıca öküz arabalarının tekerleklerine çivi keserdik. O zamanlar köylerde tarım çok yaygındı, herkesin el aletlerine ihtiyacı vardı. Ancak teknoloji ilerledikçe ve kırsal kesimde yaşayanlar büyük şehirlere göç ettikçe bizim mesleğimiz de gerilemeye başladı.”

Günümüzde büyük sanayi makinelerinin demir işçiliğini devraldığını vurgulayan Oktay, artık pres makinelerinin tek bir tuşla, tonlarca basınç uygulayarak demiri şekillendirebildiğini belirtti. “Şimdi 150 tonluk preslerin altında demir istenilen forma sokulabiliyor. Biz ise her bir ürünü elle ürettiğimiz için hem daha fazla emek harcıyoruz hem de maliyetimiz artıyor.” dedi.

El emeği ürünlere azalan ilgi

Oktay, el işçiliği ile üretilen aletlerin maliyetinin artması nedeniyle eskisi kadar ilgi görmediğini söyledi. “Bugün bir ustanın günlük yevmiyesi 500 ila 1000 lira arasında değişiyor. Ancak ürettiğimiz keserin fiyatı 80-100 lira arasında. Bu nedenle artık insanlar fabrikasyon ürünleri tercih ediyor. Daha ucuz olduğu için kimse el yapımı olanları almak istemiyor.” diye konuştu.

Tüm bu zorluklara rağmen mesleğini bırakmayı düşünmediğini ifade eden Oktay, gücü yettiği sürece çalışmaya devam edeceğini söyledi. “Demirciliği bırakmak içimden gelmiyor. Elimde çekiç olmadan duramıyorum. Demire şekil vermek benim hayatım oldu.” dedi.

Geleneksel zanaatin geleceği tehlikede

Çırak yetişmemesinden dolayı demirciliğin geleceğinin tehlikede olduğunu belirten Oktay, gençlerin artık bu mesleğe ilgi göstermediğini söyledi. “Eskiden bir ustanın yanında yetişmek büyük bir ayrıcalıktı. Çıraklar sabah erkenden dükkâna gelir, bütün gün çalışır, mesleği öğrenirdi. Ama artık kimse zahmetli işleri yapmak istemiyor. Gençler masa başı işler veya daha kolay kazanç sağlayacak meslekler peşinde. Bu yüzden demircilik yavaş yavaş yok oluyor.” diye konuştu.

Son demirci, son nefesine kadar çalışacak

Tüm olumsuzluklara rağmen mesleğini bırakmayı düşünmeyen İsmail Oktay, “Ben demirle yoğruldum, demirle yaşlandım. Bu meslek sayesinde çocuklarımı büyüttüm, ekmeğimi kazandım. Gücüm yettiği sürece bu işi yapmaya devam edeceğim.” dedi.

Geleneksel zanaatların unutulmaması gerektiğini belirten Oktay, el emeği ile yapılan işlerin sanayi üretimine yenik düşmemesi için desteklenmesi gerektiğini vurguladı. “Demircilik sadece bir meslek değil, bir sanat. Eğer el emeğine değer verilmezse, bu sanat tamamen yok olur.” diye ekledi.

Zonguldak’ın son demircisi İsmail Oktay, kaybolmaya yüz tutmuş bir zanaatin son temsilcisi olarak, ateşin başında çekiç sallamaya devam ediyor.

Önerilen Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON GİRİLEN İÇERİKLER