Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olan ve OYAK’ın kontrolünde faaliyet gösteren Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (Erdemir), 2025’in ilk çeyreğinde satış gelirlerinde ve üretim performansında sert kayıplar yaşadı. Açıklanan finansal verilere göre şirket, ciddi bir gelir daralması ve verimlilik sorunu ile karşı karşıya.
Erdemir’in 2025 ilk çeyrek net satış geliri 1,4 milyar dolarda kaldı. Bu rakam, bir önceki çeyreğe göre yüzde 7,6; geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 8,1 düşüş anlamına geliyor. Şirketin faaliyet kârlılığını yansıtan FAVÖK (faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr) verisi de çarpıcı bir tablo ortaya koydu. FAVÖK, bir önceki çeyreğe göre toparlanma gösterse de, yıllık bazda yüzde 58,8 oranında düştü.
Ton başına FAVÖK verisinde de dramatik bir gerileme yaşandı: 2024’te aynı dönemde 124 dolar olan değer, 2025 ilk çeyreğinde sadece 51 dolarda kaldı. Bu düşüş, şirketin üretim verimliliğinde keskin bir bozulmaya işaret ediyor.
Üretim ve satış tarafında da tablo farklı değil. Sıvı çelik üretimi, nihai ürün miktarı ve toplam satışlar tüm kalemlerde çeyrek bazda çift haneli oranlarla düşerken, ham çelik kapasite kullanım oranı yüzde 89’dan yüzde 79’a geriledi. Erdemir’in çelik üretim gücü zayıflarken, iç pazarda da güç kaybettiği görülüyor.
Buna karşın, ihracatta yaşanan artış dikkat çekici. 422 bin tona ulaşan ihracat, şirketin dış pazarlara yönelerek kayıpları telafi etme çabasını ortaya koysa da, bu artış düşen toplam satış hacmini telafi etmeye yetmedi.
Finansal borç kalemlerinde de riskli sinyaller dikkat çekiyor. 3,3 milyar dolara ulaşan toplam borç içinde, uzun vadeli yükümlülüklerin arttığı gözlenirken, net borç/FAVÖK oranının 2,97x seviyesine yükselmesi şirketin borç ödeme kapasitesine ilişkin soru işaretleri doğurdu.
OYAK’ın gözbebeği olarak lanse edilen Erdemir, bu veriler ışığında ciddi bir performans kriziyle karşı karşıya. Gelirlerde, üretimde ve kârlılıkta yaşanan bu gerilemelere rağmen, OYAK yönetiminden henüz kamuoyunu tatmin eden net bir açıklama gelmiş değil.
Erdemir’deki bu tablo, sadece şirketin değil, OYAK’ın yönetim anlayışının da sorgulanmasına yol açıyor.
