Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (Erdemir), yıllardır bölge ekonomisinin can damarı, binlerce insanın geçim kaynağı olmuştur. Ancak son yıllarda, fabrika yönetiminin işçi alımlarında yerel halka öncelik vermemesi, halk arasında ciddi bir huzursuzluğa yol açtı. Erdemir gibi bir devin, yerel halkın iş gücünü göz ardı ederek dışarıdan gelen işçilere fırsat tanıması, sadece ekonomik değil, toplumsal bir sorun haline gelmiş durumda.
Özelleştirilen fabrikaların birçoğunda yaşanan benzer adaletsizlikler, Karadeniz Ereğli’de de kendini gösteriyor. Vatandaşlar, Erdemir’in işçi alımlarında, öncelikli olarak kent dışından gelenlere yer verildiğini belirtiyor. Hatta, bu durumu “torpilli” çalışanlar üzerinden örnekleyen halk, dışarıdan gelen kişilerin işe alındığını ve bu kişilerin çoğunun ilçede kalıp çalışmak yerine, ilçe merkezindeki otellerde konakladıklarını iddia ediyor.
Bu sıkıntıların özelleştirme sonrasında daha fazla arttığı ifade ediliyor. Yıllardır ilçeye emek veren, Karadeniz Ereğli’yi kendi evi gibi bilen, burada büyüyüp gelişen gençlerin iş bulma umudu, bir türlü gerçekleşmiyor. Oysa işçi alımlarında torpil iddialarına karışanlar, çoğunlukla dışarıdan gelen ve ilçe halkı ile hiçbir bağ kurmayan kişiler. Yani, bu süreç hem iş gücünün hem de yerel halkın beklentilerinin dışına çıkmış durumda.
Böylesine büyük bir sanayi kuruluşunun, yerel halkı göz ardı etmesi, sadece ekonomik değil, sosyal açıdan da ciddi yaralar açar. OYAK, bir devlet iştiraki olmasa da, sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmeli, bu bölgeye duyduğu sorumluluğu yerine getirmelidir. Erdemir gibi dev bir şirketin, sadece kâr hedefleriyle hareket etmesi, uzun vadede şirketin sosyal kabulünü zedeler. Bu şirketin başarısı, bölgedeki insanlarla güçlü bir bağ kurmasına bağlıdır.
Yerel halk, sadece kendi memleketlerinde çalışacak adil bir fırsat ararken, her geçen gün hayal kırıklığına uğruyor. Bu durum, Karadeniz Ereğli’nin sadece ekonomik yapısına zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda toplumun moralini de bozar. OYAK ve Erdemir yönetiminin, sadece kendi çıkarlarına odaklanmaktan ziyade, bölgenin kalkınmasına katkı sağlamaları gerektiği aşikâr. Sosyal sorumluluk, sadece üretim yapmakla kalmamak, aynı zamanda çevreye ve topluma katkıda bulunmaktır.
Erdemir gibi büyük bir kuruluşun, yerel halkın iş gücünden yeterince faydalanmaması, sadece bölgeyi değil, tüm toplumu olumsuz etkiler. Erdemir, Zonguldak ve Karadeniz Ereğli için sadece ekonomik değil, sosyal bir sorumluluğa sahiptir. OYAK yönetimi, bu sorumluluğun farkına varmalı ve işçi alımlarında yerel halkı göz ardı etmeyen bir politika izlemenin gerekliliğini anlamalıdır.