Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde kurulu bulunan ve yıllar önce AK Parti hükümetleri tarafından özelleştirme kapsamına alınarak Ordu Yardımlaşma Kurumu’na (OYAK) satılan Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (Erdemir), bir süredir kamuoyunda yerel halkı dışlayan politikalarıyla eleştiri oklarının hedefinde.
Zonguldak’ın en önemli sanayi kuruluşlarından biri olan ve bulunduğu kente ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda ciddi katkılar sunan Erdemir’in, özelleştirme sonrası değişen yönetim anlayışı tepki topluyor. Özellikle personel alımında kentte yaşayan vatandaşların göz ardı edilmesi, bölge halkı arasında büyük bir hayal kırıklığı yaratmış durumda.
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” dönemi mi başladı?
İddialara göre, Erdemir’de işe alımlarda liyakatten çok referansın ön planda olduğu bir sistem işliyor. Kentin tanınmış ailelerinin çocuklarının ve siyasi bağlantıları olan kişilerin yakınlarının önceliklendirildiği, sıradan vatandaşların ise adeta yok sayıldığı belirtiliyor. Özellikle “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” tarzı yaklaşımların sahne aldığı bir düzenin oluştuğu ifade ediliyor.
Kentte yaşayan ve yıllarını bu bölgeye vermiş olan vatandaşların çocukları, Erdemir gibi büyük bir fabrikanın kendi kapılarını onlara kapatmış olmasından dolayı tepkili. Yerel halk, “Bizim çocuklarımız mühendis oldu, tekniker oldu ama mülakat dahi göremiyor. Oysa dışarıdan gelen bir telefonla birileri çoktan işe başlamış oluyor” şeklinde serzenişte bulunuyor.
Sosyal Sorumluluk da göz ardı mı ediliyor?
Devletin kontrolünde olduğu dönemlerde yalnızca istihdamla değil; spor, kültür, eğitim ve sağlık gibi pek çok alanda kente değer katan sosyal sorumluluk projeleriyle de anılan Erdemir’in, bu alandaki varlığı da son yıllarda giderek azaldı. OYAK çatısı altındaki yeni yönetimin, yalnızca kendi kâr hedeflerine odaklandığı ve kentin dinamiklerini dikkate almadığı yönünde yaygın bir kanaat oluşmuş durumda.
“Bugün böyle ama yarın…”
Kentte konuşulanlara göre, bu durum sonsuza dek sürmeyecek. “Bugün böyle ama yarın her şey değişebilir” diyen vatandaşlar, OYAK’a yönelik güvenin giderek azaldığını, yerel halkın görmezden gelinmesinin uzun vadede şirketin kentteki meşruiyetine zarar vereceğini düşünüyor. “Yarın bir gün her şey güzel olduğunda, OYAK’a da ‘by’ denilebilir” ifadeleriyle yükselen tepkiler, sadece bir sitem değil; aynı zamanda bir uyarı olarak da değerlendiriliyor.
“O koltuklar kalıcı değil”
Erdemir’in mevcut yöneticilerine yönelik eleştiriler de artarak devam ediyor. Şirketi yönetenlerin bulundukları makamların geçici olduğunu unutmamaları gerektiğini ifade eden bazı vatandaşlar, “Bu halkın vicdanı bir gün mutlaka ses verir. O koltuklarda çok rahat oturmasınlar” diyerek, yöneticileri sorumluluk almaya ve kente karşı duyarlı olmaya davet ediyor.
Vatandaş ne diyor?
📌 “Benim oğlum Ereğli doğumlu, büyümüş, burada okumuş mühendis. Üç kez başvurdu, mülakata bile çağrılmadı. Ama Ankara’dan bir tanıdık vasıtasıyla gelen bir çocuk ertesi hafta işe başladı.”
– Emekli öğretmen, 64 yaşında
📌 “Benim torunum tekniker. CV bıraktı, dönmediler bile. Komşunun çocuğu İstanbul’dan torpille girdi. Sonra soruyorlar neden gençler küskün diye.”
– Ahmet A., mahalle sakini
📌 “OYAK bize sırt çevirdi. Eskiden Erdemir mahalledeki çocuklara burs verirdi, şimdi yüzlerine bile bakmıyorlar.”
– Emine T., ev hanımı
📌 “Bir sanayi kuruluşu sadece üretim yapan, kar eden bir yer değildir. Özellikle Erdemir gibi, bir kentin kalbine kurulmuş dev tesisler, o kentin kaderini, ruhunu, dengesini belirler. Eğer siz bulunduğunuz şehrin çocuklarını görmezden gelirseniz; kent de bir gün sizi görmezden gelir. OYAK yönetimi ve Erdemir yöneticileri, bu eleştirileri sadece “sosyal medya şikayeti” olarak okumamalı. Bu halk sessizdir ama sabırlıdır. Sırtını döneni de, bağrına basanı da unutmaz.”
– Ömer Y., Erdemir emeklisi