Freelance gazetecilikte güvencesizlik sürüyor: Manifestolar hâlâ uzakta


EFJ Budapeşte Genel Kurulu’nda kabul edilen Freelance Gazeteciler Manifestosu, Türkiye’de hâlâ uygulanamıyor

Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun (EFJ) Budapeşte’de düzenlenen Genel Kurulu’nda kabul edilen Freelance Gazeteciler Manifestosu, serbest çalışan gazeteciler için asgari hakları kolektif bir temele oturtmayı hedefliyor. Ancak Türkiye’de freelance gazetecilik, hâlen sistematik bir güvencesizlik, hukuki belirsizlik ve mesleki yalnızlık içinde yürütülüyor.

Katkı var, ancak uygulama yok

EFJ’ye üye olan Gazeteciler Cemiyeti (GC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), manifestonun hazırlık sürecine katkı sunarken, Türkiye’deki freelance gazeteciler hâlâ temel haklardan yoksun şekilde çalışıyor. Serbest çalışan gazetecilerin karşı karşıya olduğu başlıca sorunlar arasında sigortasız ve sözleşmesiz istihdam, telif haklarının fiilen işverenlere devredilmesi ve ödeme alamadıklarında başvurabilecekleri bir kurumsal mekanizmanın olmaması yer alıyor.

Manifestoda yer alan “asgari ücret tarifesi”, “yeniden kullanım ücreti” ve “kolektif sözleşme hakkı” gibi maddeler, Türkiye’de hâlâ yalnızca bir temenni olarak kalıyor.

“Freelance” etiketi maliyet avantajına dönüştü

Özellikle dijital medyada freelance istihdam modeli, işverenler açısından vergi ve sigorta yükümlülüklerinden kaçış yolu olarak kullanılıyor. Bordroya alınmayan, sigortalanmayan ve kurumsal iletişim araçları dahi sağlanmayan freelance gazetecilerden tam zamanlı mesai, hızlı dönüş ve esnek çalışma bekleniyor.

Bu durum, gazeteciler açısından her an işsiz kalma riskiyle sürekli işe alınma belirsizliği arasında bir çizgide var olmayı zorunlu kılıyor.

Medya kuruluşları etik sorumluluktan uzak

Manifesto, medya kuruluşlarına etik sorumluluk çağrısı yaparken, Türkiye’deki medya yapısında bu çağrının karşılık bulması zor görünüyor. Siyasi bağlantılarla varlığını sürdüren medya organları çalışan haklarına öncelik tanımazken, ticari medya grupları da gazeteciliği içerik üretimiyle eşdeğer görerek freelance modeli “verimli” bir yöntem olarak tercih ediyor.

Kamu ilanı alan medya kuruluşlarında dahi freelance çalışanlara dair standart bir tanım bulunmuyor. Ne etik yükümlülükler ne de kamu destekleri, serbest çalışan gazeteciler için somut bir güvenceye dönüşmüyor.

Meslek örgütlerinin etkisi sınırlı

GC ve TGS gibi meslek örgütleri zaman zaman freelance gazetecilere hukuki danışmanlık ve eğitim desteği sağlasa da bu hizmetler çoğu zaman sınırlı kişiyle sınırlı bölgelerde gerçekleşiyor. En sık karşılaşılan sorunlar arasında erişim eksikliği, hak arama süreçlerinin sonuçsuz kalması ve örgütsüzlük yer alıyor.

Freelance gazeteciler arasındaki dayanışma eksikliği, hak mücadelelerini zayıflatırken, eğitim ve seminerler çoğu zaman proje çıktılarına veri üretme amacıyla sınırlı kalıyor.

Uygulama için somut adımlar gerekiyor

Manifestonun Türkiye’de işler hâle gelmesi için atılması gereken öncelikli adımlar şu şekilde sıralanıyor:

-Meslek örgütlerinin yalnızca hukuki değil, örgütlenme, kolektif sözleşme ve telif takibini de kapsayan özel birim kurması,

-Medya kuruluşlarının kamu ilanı ve desteklerinden faydalanabilmesi için serbest çalışanlara sosyal güvence sunma şartının getirilmesi,

-Basın kartı yönetmeliğinde freelance statüsünün açıkça tanımlanması,

-Freelance çalışanların Basın İş Kanunu kapsamına alınması ve sürekli iş ilişkisi kuranların SGK yükümlülüğünün işverene yüklenmesi.

Uzmanlar, freelance gazeteciliğin Türkiye’de fiilen güvencesizliğin kurumsallaşmış biçimi hâline geldiğini belirtiyor. EFJ Manifestosu, ilkeler düzeyinde umut verici olsa da, Türkiye’de uygulanabilmesi için medya yapısında şeffaflık, güçlü sendikal yapılar ve siyasi irade gerekiyor.

Ancak bu şartların henüz sağlanamadığına dikkat çekiliyor. Bu nedenle, freelance gazetecilerin en büyük dayanağını hâlen meslektaş dayanışması oluşturuyor.

Önerilen Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON GİRİLEN İÇERİKLER