TÜRK-İŞ’in, kamu çerçeve protokolünde hükümeti temsilen Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ile yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması üzerine başlattığı eylemler kapsamında, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) üyesi işçiler Zonguldak’ta ikinci kez bir araya geldi.
Madenci Anıtı’nda gerçekleştirilen eyleme, GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Yener Arslanbuğa, Genel Mali Sekreter Yalçın Yiğit, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir’in yanı sıra GMİS şube başkanları ve yöneticileri, Belediye-İş Sendikası Zonguldak Şubesi yöneticileri ile üyeleri, maden ve Maden Tetkik ve Arama (MTA) işçileri katıldı.

Eyleme, çeşitli siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının yöneticileri de destek verdi. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) çalışan bazı yer üstü işçileri, üzerinde “Yaşamak istiyoruz. Yer üstü işçilerinin ruhuna El Fatiha” yazılı temsili bir tabutla Madenci Anıtı’na yürüdü.

İşçiler, alkış ve sloganlarla kamu çerçeve protokolünde hak ettikleri zam oranının verilmesini talep etti.
GMİS Genel Başkan Yardımcısı Mutlu, yaptığı açıklamada, kamu işçisinin sabrının kalmadığını belirterek, “Hak ettiğimiz zam oranında bir an önce anlaşma sağlanmalıdır. İşçiler bugüne kadar hiçbir zaman hakkı olmayanı talep etmedi” dedi.

Mutlu, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren 600 bin kamu işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin başladığını anımsatarak şunları kaydetti:
“Bugüne kadar verilen tekliflere baktığımızda, ülkemizde emekçinin, üretimin ne durumda olduğunu anlamak çok zor değil. TÜRK-İŞ çatısı altındaki sendikalar olarak bugüne kadar belirli mücadelelerle geldik. Ne yazık ki görmeyen gözler yine görmüyor, duymayan kulaklar yine duymuyor. Mikrofon başında, televizyon başında üretimden ve üreticiden yana olduklarını söyleyenler, maalesef üretene, işçiye, emekliye yine sefaleti uygun gördüler. Onun için bugün 81 ilde AK Parti il binalarının önünden sesleniyoruz.”
Mutlu, ardından TÜRK-İŞ’in 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği basın açıklamasını okudu. Açıklamada, kamu işçilerinin taleplerinin karşılanması istenirken, insanca yaşanabilir ücret, gerçekçi ve adil toplu sözleşme, vergide adalet, geçim sıkıntısına çözüm, güvenceli çalışma ve emeğe saygı talepleri sıralandı.

Basın bildirisinde, “Çünkü artık sabrımız kalmadı! Çünkü artık yoksulluğa, adaletsizliğe, duyarsızlığa tahammülümüz kalmadı! Biz bu ülkenin çalışanlarıyız, halkın emekçileriyiz ama bugün yaşam mücadelesi veriyoruz” ifadeleri yer aldı.
TÜİK’in açıkladığı verilerin gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığı savunulan açıklamada, az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınmasının adaletsiz olduğu belirtildi. Gelir vergisi matrahının adil biçimde yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulandı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bugün buradayız, çünkü başka çaremiz kalmadı. Çünkü duymayan kulaklara, görmeyen gözlere artık ses yükseltme zamanı geldi. Sadaka değil, hakkımızı, ikram değil emeğimizin karşılığını istiyoruz. Sefalet değil, onurlu yaşam istiyoruz. Ve unutulmasın: İşçiyiz, emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız. Direne direne, birleşe birleşe kazanacağız.”

Açıklama sırasında işçiler, “İşçiyiz haklıyız kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “TÜRK-İŞ nerede biz oradayız”, “İş, ekmek yoksa barış da yok”, “İşte madenci, işte sendika”, “Direne direne kazanacağız” sloganları attı.