Mikrofonun sesi, kalbin yansıması: Radyocular Günü

Bugün kulağımızdan kalbimize ulaşan o eşsiz sesin günü… Bugün, Türkiye’de radyo yayıncılığının 98. yılı ve Radyocular Günü. Yani, sadece bir iletişim aracı değil; kimi zaman bir dost, kimi zaman bir sırdaş, kimi zaman da gece vardiyasının sessiz eşlikçisi olan radyonun emektarlarının günü.

6 Mayıs, Türkiye’de radyo yayıncılığının başladığı gün olarak tarihimize kazındı. 1927 yılında ilk kez mikrofondan yayılan ses, aradan geçen yıllarla birlikte milyonların evine, aracına, dükkanına girdi. O gün bugündür, radyo sadece bir ses değil; bir kültür, bir yaşam biçimi ve bir habercilik okuludur.

Bugün hâlâ, dijital çağın karmaşasında yolunu radyonun samimiyetinde bulan milyonlar var. Çünkü radyo, sadece haber veren değil; aynı zamanda umut aşılayan, moral veren, müzikle hayatı renklendiren bir dosttur. Mikrofonun başındaki ses, çoğu zaman görünmeyen kahramandır. Gecenin bir yarısında dinleyicisine moral olan, sabahın erken saatlerinde şehri uyandıran, afet anlarında halkı doğru bilgilendiren, kriz zamanlarında paniği bastıran kişidir.

Bu anlamlı günde, yerel radyolardan ulusal yayınlara, haber programlarından müzik kuşaklarına kadar her alanda büyük bir özveriyle çalışan tüm radyocuları yürekten kutluyorum. Radyoculuk, yalnızca bir meslek değil; bir tutku, bir yaşam biçimi ve derin bir sorumluluk işidir. Mikrofonun ardında geçen her saniye, büyük bir dikkat, emek ve sevgiyle örülür.

Nice 98 yıllara, nice frekanslara… Radyonun o sıcak sesi hiç susmasın.

Önerilen Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON GİRİLEN İÇERİKLER