Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Organize Sanayi Bölgeleri’nin (OSB) girişlerine vergi memuru yerleştirileceğine dair açıklaması, Türkiye’de uzun zamandır konuşulan ama yüksek sesle dile getirilmeyen bir gerçeği yeniden hatırlattı: Vergide adaletsizlik.
Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları, teşvikler, muafiyetler ve istisnalar sayesinde ya çok az vergi ödüyor ya da hiç ödemiyor. Buna karşın, sıradan bir işçi, maaşının dörtte birini devlete vergi olarak veriyor. Bu dengesizlik sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki bir meseleye dönüşmüş durumda.
Ve bu tablonun en çarpıcı örneklerinden biri, Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde faaliyet gösteren Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları, yani Erdemir.
Vergi yok, kâr çok
2024 verilerine göre, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan Erdemir, yılı sıfır kurumlar vergisi ödeyerek kapattı. Özelleştirildikten sonra Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) bünyesine geçen Erdemir, bugün Türkiye’nin en yüksek üretim ve ihracat kapasitesine sahip şirketlerinden biri. Ancak bu dev çelik üreticisi, vergi ödememek için sağlanan tüm teşvik ve muafiyetlerden adeta eksiksiz şekilde yararlanıyor.
Bir başka ifadeyle: OYAK kazanıyor, devlet susuyor; olan yine emekçiye oluyor.
Peki kim ödüyor bu vergi yükünü?
Ortalama bir işçi, yılda yaklaşık 81 bin TL gelir ve damga vergisi ödüyor. Net maaşı 27 bin TL olan bir emekçi, yıl boyunca brüt gelirinin yaklaşık yüzde 18.7’sini, net gelirinin ise yüzde 25’ini devlete veriyor. Erdemir’in üretiminden, ihracatından, enerjisinden, ham maddesinden her türlü avantajı sağlayan devlet, emekçiden kuruşu kuruşuna vergisini alıyor ama dev holdinglerden aynı titizliği göstermiyor.
Bu adaletsizlik sadece ekonomik bir yük değil, aynı zamanda toplumsal bir yara.
Zonguldak ve Karadeniz Ereğli kamuoyu bu tabloya tepkili. “Erdemir bizim fabrikamız” diyerek sahiplenilen, şehrin belleğinde büyük yer tutan bu kuruluşun, kârını maksimize edip vergisini minimize etmesi, halkın vicdanını yaralıyor.
Sessiz kalan OYAK yönetimi
OYAK yönetimi bu konuda sessiz. Oysa kamuya ait bir fon üzerinden faaliyet gösteren, geçmişte devletin en büyük özelleştirme satışlarından biriyle devralınan Erdemir’in, bu tür teşvikleri istismar edercesine kullanması sorgulanmalı.
Vergi ödemeyen bir şirketin ne kadar yerli ne kadar milli ne kadar topluma karşı sorumlu olduğu tartışmaya açıktır. Hele ki bu şirket, bulunduğu şehirde sosyal sorumluluk projelerinden bile uzak duruyorsa.
Sanayi devlerine vergi cenneti mi?
TÜPRAŞ, Ford Otosan, Arçelik gibi sanayi devleri de benzer bir tabloya sahip. Milyarlarca TL ciro yapıp neredeyse yok denecek kadar vergi ödeyen bu şirketler, Koç Holding ya da yabancı sermayenin elinde. Ancak Zonguldaklı için asıl mesele Erdemir’in bu listeye başı çekerek girmesi. Çünkü bu şehir, o fabrikanın gölgesinde büyüdü.
Şimdi soruyoruz:
Erdemir neden vergi ödemiyor?
Bu yük neden hep işçinin, memurun, esnafın sırtında?
OYAK bu sorumluluktan daha ne kadar kaçacak?
Adalet istiyoruz
Bu köşe yazısı bir isyan değil, bir çağrıdır. Vergi adaletinin sağlanması, büyük şirketlerin kamusal sorumluluklarını yerine getirmesi, emekçinin alın terinin hakkının verilmesi için bir çağrıdır.
Hiçbir kurum, ne kadar güçlü olursa olsun, halkın gözünde meşruiyetini yitirmemelidir.
Erdemir varsa Ereğli var diyorduk…
Ama artık soruyoruz:
Ereğli ne alıyor, Erdemir ne veriyor?