Bursa’nın depremselliği ve depreme dirençli Osmangazi söyleşisi gerçekleştirildi. Prof. Dr. Naci Görür: “Depremleri kader olarak görmek, bilime ve inancımıza aykırıdır”
Osmangazi Belediyesi, kenti olası bir depreme hazırlamak ve alınacak önlemleri planlamak amacıyla “Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi” konulu bir söyleşi düzenledi. Osmangazi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğe Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, iş sağlığı uzmanı Dr. Şebnem Akman Balta, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
“Bursa Depreme Dirençli Hale Getirilmeli”
Söyleşide konuşan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Bursa’nın depreme dirençli hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. “Eğer kentimizi depreme dirençli hale getirirsek, olası bir depremi en az zararla atlatırız” diyen Görür, dünya genelinde Japonya, Kaliforniya, Tayvan gibi birçok bölgede depreme dayanıklı kentlerin oluşturulduğunu belirtti. Türkiye’de ise büyük depremlerde binlerce insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Görür, “Bizde her büyük depremde 50-60 bin insan hayatını kaybederken, depreme dirençli kentlerde bu sayı 3-5 kişi ile sınırlı kalıyor” ifadelerini kullandı.
“Depremi Kader Olarak Görmek Cehalettir”
Türkiye’nin geçmişte yaşadığı depremlerden yeterince ders almadığını dile getiren Görür, “Ne halk ne de yöneticiler bu depremlerden ders çıkardı. Depremleri ‘kader’ olarak gördük, Allah’a ve kendi dinimize iftira attık. Oysa bizim dinimizde ‘Bilim Çin’de de olsa gidin alın’ denilmiştir. Bu inanışa sahip bir toplumun ölümü kadere bağlaması kabul edilemez. Bilime dayalı bir yaşam tarzı benimsemediğimiz için bu sonuçları yaşıyoruz” dedi.
“Kentsel Dönüşüm Rantsal Dönüşüme Dönüştü”
Türkiye’nin 2011 yılından itibaren depreme karşı daha bilinçli adımlar atmaya başladığını söyleyen Görür, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o yıl kentlerin depreme dirençli hale getirileceğine dair açıklama yaptığını hatırlattı. Ancak, bu sürecin yanlış yönetildiğini belirterek, “Kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme çevirdik” ifadelerini kullandı.
“Deprem Sonrası Moloz Yönetimi Hayati Önem Taşıyor”
Depremlerin sadece can kaybına yol açmadığını, ekosistem üzerinde de büyük tahribat yarattığını belirten Görür, yıkılan binalardan çıkan molozların tehlikeli kimyasallar içerdiğine dikkat çekti. Kahramanmaraş depremlerinden sonra 300 bin ton moloz açığa çıktığını söyleyen Görür, “Bu molozlar gelişigüzel gömüldü ve içlerindeki asbest, kimyasal maddeler, metaller ve toksit atıklar yağmurla toprağa ve yeraltı sularına karıştı. Bu durum ilerleyen yıllarda kanser vakalarının artmasına yol açabilir” dedi.
Bursa’da olası bir depremin ardından milyonlarca ton molozun ortaya çıkacağını belirten Görür, bu atıkların uygun alanlarda izole edilerek saklanması gerektiğini vurguladı. Yetkilileri şimdiden bu konuda önlem almaya çağırdı.
Söyleşi, depreme karşı alınması gereken önlemler ve kentlerin daha dirençli hale getirilmesi için yapılması gerekenler üzerine yapılan tartışmalarla sona erdi.
