Sandığın gölgesi ‘Saray’ın duvarlarında

Türkiye siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olan 2002 genel seçimlerinde tek başına iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), aradan geçen 23 yılın ardından bugün büyük bir meşruiyet kriziyle karşı karşıya.

Her ne kadar sandıkta hâlâ belirli bir tabanı mobilize etmeyi başarsa da, uyguladığı politikalarla özellikle geniş halk kesimlerinin güvenini sarsmış durumda.

Son yıllarda art arda gelen ekonomik krizler, yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve genç işsizliği gibi yapısal sorunlar, toplumun neredeyse her kesimini doğrudan etkiliyor.

Evine ekmek götürmekte zorlanan emekliler, geleceğini yurt dışında arayan gençler, en temel ihtiyaçlarını karşılamak için borçlanan çalışanlar… Tüm bu tablo, iktidarın ülkeyi yönetme kabiliyetine dair ciddi soru işaretlerini beraberinde getiriyor.

AK Parti’nin başlangıçta vaat ettiği “3Y” ile mücadele (yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar) söylemi bugün tam tersine evrilmiş durumda. Kurumsal çürüme, liyakat sorunu ve yargıya duyulan güvensizlik, toplumun adalet duygusunu zedelemiş durumda.

Bürokrasi ile siyaset arasındaki sınırların silikleştiği, kamu kaynaklarının şeffaf olmayan biçimlerde kullanıldığı yönündeki eleştiriler, artık sadece muhalefetin değil, eski AK Partililerin de dillendirdiği bir gerçek hâline geldi.

Sahadaki tablo ise çok daha net: Vatandaş erken seçim istiyor. Sandığın yeniden milletin önüne gelmesini ve mevcut siyasi dengelerin yeniden şekillenmesini talep ediyor.

Ancak iktidar, bu talepleri görmezden gelerek süreci zamana yayma stratejisi izliyor. Bu da halkın sisteme olan güvenini daha da sarsıyor.

23 yıl boyunca büyük bir siyasi organizasyonu ayakta tutmak şüphesiz kolay değil. Ancak aynı organizasyon, kendi iç denetim mekanizmalarını, halkla bağ kurma becerisini ve siyasi etik çizgisini yitirirse, tarihte pek çok örneği görüldüğü gibi, sonu kaçınılmaz olur.

AK Parti artık bir yol ayrımında. Ya toplumun taleplerine kulak vererek demokratik bir geçiş sürecini mümkün kılacak ya da halkın sandıkta vereceği kaçınılmaz hesapla karşı karşıya kalacak.

Zira meşruiyet sadece sandıktan değil, her gün yeniden halkın rızasından doğar.

Önerilen Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON GİRİLEN İÇERİKLER