Hafta arası Akdeniz seyahatimiz vardı.
Uzun süre sonra canlı TDGF yönetim kurulu toplantısına katılma adına yollara çıktık.
Tarsus medya mensupları derneğinin ev sahipliğine yapılan toplantı bir günlüktü.
Ankara’ ya karayolu sonra Akdeniz’ e havayolu olmak üzere bir seyahat gerçekleştirdik.
Akdeniz bölgesine daha önce Adana’ya giderken, Adana havalimanını kullanırdık.
Şimdi Adana iptal olmuş. Yeni havalimanının ismi ise Çukurova havalimanı olmuş.
Çukurova ismi ile hem Adana hem de Mersin’i mutlu etmişler.
Çukurova ismi tabi ki önemli ve değerli.Tüm bölgeyi kapsıyor. Kaplıyor.
Çukurova havalimanı Tarsus ilçesine çok yakın. Hemen yanında diyebiliriz. Adana iline 24 km.
Mersin iline 26 km. diye biliyorum. Tarsus ilçesinin ise hemen yanıbaşında.
Herkes havalimanının ismi adına yorum yapıyor.Bence Tarsus havalimanı olmalı düşüncesindeyim.
Tarsuslular da böyle düşünüyor. Tarsus’ un artık il olma hayali bitmiş.
Bizim Ereğli gibi olamayacağına haklı olarak inanıyorlar.
Adana ve Mersin arasında Tarsus aslında bu iki ilin nimetlerinden çok güçlü yararlansalar.
Çok daha iyi olur.
Devamla.
Tarsus ilçesini her zaman sevmişimdir.
Spor ile tanınmıştır. Tarsus idmanyurdu halen daha aklımda.Hafızamda. Ne fırtına günlerdi.
Turizmi önde gelir. Turizminden ise ilçe çok da faydalanamıyor.
Yararlanamıyor. Tarsus zengin bölge.
Bereketli. İnsanı zengin. Kültürel olarak da bir o kadar güçlü bir ilçe.
Tarsus artık kendini daha geliştirmeli. Nüfusu güçlü. Havalimanı var.
Demiryolu ağı mevcut. Otoban yol hemen ilçe merkezli. Viyadüklerle ilçenin üstünden geçiyor.
Bir tek denizyolu yok. Denizyolu ulaşımı yok. Tarsus bir türlü denize ulaşamıyor. Kavuşamıyor.
Neye rağmen hemen yakınında olmasına rağmen.
Neden olmuyor çok da anlam veremiyorum. Bu sefer Tarsus olarak denize ulaşacağız.
Denize açılacağız sözlerini yine duyduk. Mükemmel ötesi deniz kumuna sahipler.
Tarımın bittiği yerde deniz başlıyor.Tarsuslu bunu başarmalı.
Başarsın. Tarsus bugün için genç bir yerel yönetici başkan’a sahip
Başkan kendisine çok güveniyor. Kimseye bir diyet borcum yok diyor.
Çalışacağız ve başaracağız sözlerini kalın harflerle söylüyor.
Ve kendisine inanan ve güvenen bir başkanı gördüm diyebilirim.
Çok proje yaptığını söylüyor. Çok daha fazlalarını yapacağız sözleri de önemli.
Tarsus ilinde 24 saat geçirdik.
Tarsus medya mensupları derneği başkanım sevgili Okan Çalışkan, neredeyse günü birlik bir program yapacakmış.
Tam 900 km’ den gelince 24 saate de çok program sığdırılınca.
Nasıl geçti, nasıl oldu. Anlayamadık. Ziyaretler ve toplantılar peş peşe gerçekleşti.
Hepsine de katıldık. Katılım sağladık. Gazetecilik olarak toplantılarımız faydalıydı.
Tarsus gezi ve ziyaret toplantılarımız yararlıydı.
24 saat dolunca Tarsus’u tek etmek zorundaydık.
Okan başkanım saat 12. 00 gibi konakladığımız yerden ayrılmamız gerektiğini söylemesi ile ulaşım adına çareler aradık.
Uçak yok. Bilet yok. Havayolu ile Ankara’ ya gidemiyoruz.Şaşırdık.
Müthiş bir havalimanı yapılmış. Ama uçak yok.Ankara’ya yok. İstanbul’ a da yok.
Cuma günü olması nedeni ile dedik. Haftasonu herhalde böyle oluyor.
Pes dedik. Bizler ne yapacağımızı düşünürken.
TDGF genel başkanımız zaten yöneticilerinin çok da geri dönmesi ile alakalı değil.
Sorumlu hiç değil. Kendi dünyasında yol alıyor.
Yöneticileri haricinde herkesi düşünen ve değer veren bir genel başkana sahibiz.
Neyse ki, Okan Çalışkan başkanım ve yöneticileri bizim ulaşım sorunumuza çare oldular.
En azında karayolu ile nasıl gidebileceğimize rehberlik ettiler.
Zamana karşın mesai yapınca. Çünkü Tarsus ve Ankara arası altı saat
Öyle bir saatte gitmem gerekiyordu, hemen aktarma ile Zonguldak’a geçmem gerekiyor.
Akşam üzeri ziyaretlerin hemen bitmesine paralel saat 17 00 gibi Tarsus ilçesinden ayrıldım.
Tarsus gazeteciler derneğinin yöneticisi, Özcan arkadaşımız yerimi ayırdı,Özcan arkadaşımızın hizmet binasını gördük, gezdik ve çok güzel dizayn edilmiş.Hayırlı olsun dedik.
Ferhat hocam sağolsun otobüse binene kadar eşlik etti.
Çok teşekkür ediyorum.
Biletimi otobüs terminalinden aldım ve on saat sürecek yola hayırlısı ile çıktık.
Çok şükür önce Ankara daha sonra da hiç vakit kaybetmeden Zonguldak’a geldik.
Köksallar otobüs firması ile Ankara’ya geldik, gerçekten otobüs de hizmet süperdi, sıcak soğuk içecek devamlı ve sürekli ikram edildi.Fiyatlar çok uygundu.Yolculuğumuz rahat geçti.Kaptan çok güzel sürüş ile güvenli bir yolculuk yaptırdı. Kutluyorum.
Gece yarısı saat 23. 15 gibi Ankara terminalindeydik.
Sabaha karşın 04 00 gibi Zonguldak’taydık. 48 saat süren yolculuğumun 24 saati yollarda geçti.
Diğer geri kalan 24 saati de Tarsus ilçesinde geçti. Tarsus çok sıcaktı. Yaz gelmiş diyebilirim.
Yazın ise Tarsus ilinde inanılmaz bir sıcaklık oluyormuş. Onun için herkes yaylaya kaçıyor.
Okan başkanım için yayla vazgeçilmez.Biz ordayken bile sayıklıyordu.
Evet biz geziyoruz, toplantılara katılıyoruz, il ve ilçeleri tanıyoruz.
Ama gerçekten bu bir tatil değil. Çok ağır ve yorucu bir çalışma temposu olarak adlandırabilirim.
Yıpranmanın yıpranmasını da çok güçlü hak ediyoruz.
Tarsus adına gidiş çok güzeldi, dönüş ise işkenceydi.
Mersin ve Adana gazeteciler cemiyeti başkanlarımız da davet yaptı ama Tarsus programı olduğu için davetin dışına çıkmamaya özen gösterdik.
Tarsus toplantımız ve ziyaretler çok güzel ve bir o kadarda yoğun geçti.
Tarsus medya mensupları derneği başkanı Okan Çalışkan ve çok değerli ailesi bizlerle çok yakın ilgilendi,yönetim kurulu üyeleri de bizleri hiç yalnız bırakmadılar, yürekten teşekkür ediyorum.
Akdeniz bölgesine bir daha ki sefere inşallah diyelim, 24 saatlik seyahat yapmamayı düşünüyorum, en azından konaklama adına gidiş ve dönüşü garanti altına almadan yola çıkmayacağım, rezervasyonları karşılıklı görüşler alınarak oluşturacağım. Olması gereken de budur düşüncesindeyim.
Son olarak.
Bölgede son soğuk hava ve yağış adına don olayları yaşanmış.
Zarar büyük bunun da telafisi acil odaklı gerekiyor.
Çiftçimize sahip çıkalım derim.
Ziraat odaları bu konuda ses versin, seyretmesin.
Yetkilileri ve ilgilileri harekete geçirsinler.
Onlar bizim her şeyimiz.
Şimdilik nokta.
