Yoksulluğa alışmayacağız!

Her geçen gün artan hayat pahalılığı, eriyen maaşlar, boşalan cüzdanlar… Türkiye’nin dört bir yanında yankılanan isyan sesleri artık bastırılamaz hale geldi. İstanbul’da, İzmir’de, Diyarbakır’da, Rize’de, Hakkâri’de… Ve elbette emeğin başkenti Zonguldak’ta… Emeklisi, işçisi, memuru, asgari ücretlisi; sokakları, meydanları doldurarak hep bir ağızdan haykırıyor: “Geçinemiyoruz!”

23 yıl boyunca iktidarda kalan AK Parti hükümetlerinin yanlış ekonomik politikaları, ülkeyi derin bir yoksulluk sarmalına sürükledi. “Büyüyoruz” dediler, “uçuyoruz” dediler ama büyüyen sadece rakamlar oldu; sofralar değil. Geniş kitleler için refah, sadece ekranda söylenen bir kelimeden ibaret kaldı. Üretim yerine ithalat desteklendi, çiftçi toprağını terk etti. Sanayi yerinde saydı, gençler umudunu bavula koydu ve yurt dışına çıktı. Şimdi faturayı ödeyen yine halk.

Zonguldak’a bakalım… Cumhuriyet tarihinin ilk ağır sanayi yatırımlarından biri olan bu kent, emeğin simgesi oldu yıllarca. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda çalışan binlerce maden işçisi, bu ülkenin alın terinin, yerin metrelerce altından çıkan umudun adıdır. Bugün Zonguldak’ta da insanlar artık susmuyor. Emeklisi maaş kuyruğunda eziliyor, genç işsizler kahvehanelerde çürütülüyor, esnaf siftahsız kepenk kapatıyor. Ve madenin içinden gelen o güçlü ses, yeniden sokaklara karışıyor: “Yeter artık!”

Toplumun her kesimi yoksulluğa ve adaletsizliğe itiraz ediyor. Çünkü mesele artık sadece ekonomik değil; mesele onur meselesi. Ay sonunu getirememenin, çocuklarına harçlık verememenin, yıllarca çalıştıktan sonra bile kirayı ödeyememenin yarattığı bir kırılma yaşanıyor. İktidar hâlâ pembe tablolar çizedursun, halk artık gerçeği sokakta, pazarda, mutfağında yaşıyor.

Bu bir sessiz çığlık değil, yüksek sesli bir uyarıdır. Göz ardı edilemeyecek kadar kalabalık, bastırılamayacak kadar haklı bir itirazdır bu. Türkiye halkı, alışmak istemiyor sefaletin diline. Alışmak istemiyor zamla, vergiyle, borçla yaşamaya. Çünkü bu ülkenin kaynakları var, potansiyeli var, emek gücü var. Ama yıllardır uygulanan rant odaklı ekonomi, bu kaynakları bir avuç yandaşa peşkeş çekti.

Şimdi meydanlara çıkanların tek bir talebi var: İnsanca yaşamak! Ve bu talep kadar doğal, bu talep kadar meşru bir şey yok.

Bu sesi duymayan, bu çığlığa kulak tıkayan her iktidar gibi, bu hükümet de halkın sabrının bir sınırı olduğunu hatırlayacaktır.

Çünkü bu topraklarda emek, boyun eğmeye değil, direnmeye alışkındır.
Ve Zonguldak, bunun en güzel örneğidir.

Önerilen Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON GİRİLEN İÇERİKLER