Yunus Emre, vefatının 704. yılında anılıyor

Anadolu’nun manevi mimarlarından, Türk İslam düşüncesinin öncüsü Yunus Emre, vefatının 704. yılında Eskişehir’de düzenlenecek tören ve etkinliklerle anılıyor.

Kesin doğum tarihi bilinmeyen, 13. yüzyılın ortaları ile 14. yüzyılın başlarında yaşadığı kabul edilen Yunus Emre, Anadolu’da sevgi, hoşgörü, saygı ve insana değer verme gibi erdemlerin yayılmasında önemli rol oynadı. “Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz” dizeleriyle hafızalara kazınan büyük Türk mutasavvıfı, her yıl mayıs ayında düzenlenen Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası’nda anılıyor.

Bu yılki anma programları kapsamında Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine bağlı Yunusemre Mahallesi’nde bulunan türbesinde 12 Mayıs’a kadar çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek. Anma töreni, Eskişehir Valiliği öncülüğünde düzenlenecek.

İlahi aşkı halk diliyle anlattı

Yunus Emre, kaleme aldığı “Risaletü’n-Nushiyye” ve ölümünden sonra derlenen “Divan” adlı eserleriyle Türk tasavvuf edebiyatının kurucularından biri olarak kabul ediliyor. Her müminin arzuladığı ilahi aşkı sade ve anlaşılır bir dille anlatan Yunus Emre, yüzyıllar geçmesine rağmen gönüllerde yer edinmeyi sürdürüyor.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Yunus Emre Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kamil Sarıtaş, Anadolu’nun zor zamanlarında ortaya çıkan Yunus Emre’nin halkın iç dünyasını aydınlattığını söyledi.

“Yunus Emre, İslam’ın iman, aşk, umut ve adalet üzerine kurulu mesajlarının taşıyıcısı olmuştur,” diyen Sarıtaş, “Kısa, özlü ve etkileyici sözleriyle tasavvuf alanında önemli bir iz bırakmıştır. ‘Ölen hayvan imiş aşıklar ölmez’ ve ‘her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası’ dizeleri onun kalıcılığını açıkça ortaya koyar,” ifadelerini kullandı.

Toplumsal barışa katkı sundu

Sarıtaş, Yunus Emre’nin yaşadığı dönemin Haçlı seferleri, Moğol istilaları ve iç karışıklıklarla dolu olduğuna dikkat çekerek, onun bu kaotik ortamda kardeşlik, birlik ve iyilik gibi kavramları işlediğini vurguladı. Yunus Emre’nin beylikleri gezerek birliği savunduğunu, halkın anlayacağı dili kullanarak manevi rehberlik sunduğunu belirtti.

“İnsanlar arasında üstünlük görmeyen, eşitliği savunan bir anlayışla hareket etti. Onun temel gayesi gönüller yapmaktı,” diyen Sarıtaş, Yunus Emre’nin sevgi merkezli düşünce sisteminin bugün de ihtiyaç duyulan bir yaklaşım olduğuna işaret etti.

“Yunus gönüllülere ihtiyacımız var”

Günümüz toplumunda yaşanan şiddet olaylarına karşı Yunus Emre’nin felsefesinin rehber olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Sarıtaş, şöyle konuştu:

“Çocuğa ve kadına şiddetin, hatta her türlü şiddetin önlenmesinde Yunus’un diline ve gönlüne ihtiyacımız var. Yunus gönüllü müminlere, dervişlere, öğretmenlere, anne-babalara ve yöneticilere ihtiyaç var. Yunus Emre’yi sadece kurum isimlerinde değil, hayatın her alanında yaşatmalıyız.”

Sarıtaş, Yunus Emre’nin mirasına sahip çıkılması gerektiğini vurgulayarak, “Bedenimizi doyurduğumuz kadar ruhumuzu da doyurmalı, yaratılanı yaratandan ötürü sevmenin ve ilişkilerimizi sevgi temeli üzerine kurmanın önemini öğrenmeli ve öğretmeliyiz,” dedi.

Önerilen Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON GİRİLEN İÇERİKLER